Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ
Köşe Yazarı
Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ
 

Türkiye - Suriye İlişkileri

Suriye, Hatay’ın anavatana katılmasını bir türlü hazmedemediğinden bu bölgeyi hala Suriye haritası içinde göstermektedir. Halbuki 22 Temmuz 1938’de Hatay’da yapılan sayım ve seçim sonucu ile halkın üçte birden fazlasının Türk olduğu belirlenmişti. Buna karşılık Arap ve Nusayri nüfus, sadece %10’luk bir oranı teşkil ediyordu. Nusayriler, Esad’ın Suriye’de darbe yapması akabinde sünnilerle çatışmalarına ara vererek kendi aralarında bir birlik oluşturma kararı aldılar. Ayrıca Suriye ve Esad ile ilişkilerinde bir yakınlaşma gözlendi. Suriye yanlıları, bulundukları yerlerde taşınmaz mal alma ve nüfuslarını artırmaya özen gösterdiler. Onların bu hareketleri, 1938 seçiminden 100 yıl sonra yeni bir seçim yapılacağı iddiasını güçlendiriyor. Suriye’nin bu iddiası anlaşmada böyle bir şey olmamasına rağmen devam ediyor[38].Türkiye, böyle bir antlaşmanın varlığını açıkça kabul etmese de Hatay konusunda attığı adımlar son derece dikkatli. Devlet, aldığı son kararla Hatay’a tayin edeceği kamu personelini özel bir güvenlik soruşturmasına tabii tutuyor. Ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Hatay’da bir süredir sayı olarak normalin üstünde elemanı mevcut. Suriye, Türkiye’ye yönelik faaliyetlerini hem gizli hem de açık yollarla sürdürmektedir. Bu kapsamda; PKK’ya açıktan destek vermekte, Hatay’ın bazı yörelerinde Nusayrilere finasman destek sağlayarak mülk edinmelerini temine çalışmakta (ancak Suriye’deki baskı rejimini yakından tanıyan Nusayriler, Türkiye’yi tercih ediyor), Hatay’lı gençlere Suriye üniversitelerinde kontenjan ayırmakta ve karşılıksız burslar sağlamaktadır . Ayrıca Hatay’daki Nusayrîlerin ekonomik durumları iyi olmadığı halde Hataylı birçok Nusayrî genç Bilkent Üniversitesinde paralı okumaktadır. Bu gençleri eğitim giderlerinin Suriye tarafından karşılandığı iddia edilmektedir. Suriye’nin Türkiye güvenliği aleyhinde çaba ve hareketleri yeni bir olay değildir. 1960’lı yılar sonu ile 1970’li yıllar başlarında Marksist-Leninist Türk örgütlerine destek veren Suriye, Ermeni Terör örgütü ASALA’ya da destek sağlamıştır. Bunun üzerine Türkiye, 1983’te bu ülkeye bir nota vererek ASALA militanlarının Suriye topraklarından çıkartılmasını istemiştir. Buna rağmen Suriye, bu tarihten sonra da PKK’ya her türlü lojistik, silah ve askeri eğitim desteği sağlamıştır. Suriye’nin en önemli stratejik hedefi, Hatay’ı geri almak olmasının yanısıra Suriye-PKK ilişkilerinden Esat ailesi, büyük meblağda gelir sağlamaktadır. Suriye, Bekaa Vadisi üzerinden yaklaşık 4 milyar dolarlık bir uyuşturucu ticaretini kontrol etmekte ve ABD’ye giden eroinin yaklaşık %20’si Suriye kontrolündeki alandan sağlanmaktadır. Suriye, teröre verdiği desteğin sebebini Türkiye’nin su kaynaklarında denetim kurmasını engellemek olduğunu iddia etmektedir. Ancak bu iddia, gerçeği pek yansıtmamaktadır. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1984 yılında Hafız Esat’a teröre karşı ortak hareket etmeyi teklif etmiştir. Esat bu teklifi kabul etmiş, 1985 yılının Mart ayında Şam’da “Sınır Güvenlik Protokolu” imzalanmasına rağmen kağıt üzerinde kalmıştır. Suriye ve yanısıra Irak’ın suların kullanımı konusunda ortaya attıkları projelerine dayanarak açıkladıkları gibi sulanabilir tarım arazileri gerçeği aksettirmemektedir. Her iki ülke de bu konuda uluslararası destek arama yoluna gitmişler, böylelikle Türkiye üzerinde ekonomik ve siyasi baskı oluşturmaya çaba harcamışlardır. Su sorunu, her ne kadar Suriye tarafından çıkarları için kullanılan yapay bir sorun olsa da, yakın gelecekte Türkiye’nin Ortadoğu politikası üzerinde duracağı konulardan en önemlisini oluşturacaktır.
Ekleme Tarihi: 16 Kasım 2024 - Cumartesi
Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ

Türkiye - Suriye İlişkileri

Suriye, Hatay’ın anavatana katılmasını bir türlü hazmedemediğinden bu bölgeyi hala Suriye haritası içinde göstermektedir. Halbuki 22 Temmuz 1938’de Hatay’da yapılan sayım ve seçim sonucu ile halkın üçte birden fazlasının Türk olduğu belirlenmişti. Buna karşılık Arap ve Nusayri nüfus, sadece %10’luk bir oranı teşkil ediyordu.

Nusayriler, Esad’ın Suriye’de darbe yapması akabinde sünnilerle çatışmalarına ara vererek kendi aralarında bir birlik oluşturma kararı aldılar. Ayrıca Suriye ve Esad ile ilişkilerinde bir yakınlaşma gözlendi. Suriye yanlıları, bulundukları yerlerde taşınmaz mal alma ve nüfuslarını artırmaya özen gösterdiler.

Onların bu hareketleri, 1938 seçiminden 100 yıl sonra yeni bir seçim yapılacağı iddiasını güçlendiriyor. Suriye’nin bu iddiası anlaşmada böyle bir şey olmamasına rağmen devam ediyor[38].Türkiye, böyle bir antlaşmanın varlığını açıkça kabul etmese de Hatay konusunda attığı adımlar son derece dikkatli.

Devlet, aldığı son kararla Hatay’a tayin edeceği kamu personelini özel bir güvenlik soruşturmasına tabii tutuyor. Ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Hatay’da bir süredir sayı olarak normalin üstünde elemanı mevcut.

Suriye, Türkiye’ye yönelik faaliyetlerini hem gizli hem de açık yollarla sürdürmektedir. Bu kapsamda; PKK’ya açıktan destek vermekte, Hatay’ın bazı yörelerinde Nusayrilere finasman destek sağlayarak mülk edinmelerini temine çalışmakta (ancak Suriye’deki baskı rejimini yakından tanıyan Nusayriler, Türkiye’yi tercih ediyor), Hatay’lı gençlere Suriye üniversitelerinde kontenjan ayırmakta ve karşılıksız burslar sağlamaktadır .

Ayrıca Hatay’daki Nusayrîlerin ekonomik durumları iyi olmadığı halde Hataylı birçok Nusayrî genç Bilkent Üniversitesinde paralı okumaktadır. Bu gençleri eğitim giderlerinin Suriye tarafından karşılandığı iddia edilmektedir.

Suriye’nin Türkiye güvenliği aleyhinde çaba ve hareketleri yeni bir olay değildir. 1960’lı yılar sonu ile 1970’li yıllar başlarında Marksist-Leninist Türk örgütlerine destek veren Suriye, Ermeni Terör örgütü ASALA’ya da destek sağlamıştır. Bunun üzerine Türkiye, 1983’te bu ülkeye bir nota vererek ASALA militanlarının Suriye topraklarından çıkartılmasını istemiştir. Buna rağmen Suriye, bu tarihten sonra da PKK’ya her türlü lojistik, silah ve askeri eğitim desteği sağlamıştır.

Suriye’nin en önemli stratejik hedefi, Hatay’ı geri almak olmasının yanısıra Suriye-PKK ilişkilerinden Esat ailesi, büyük meblağda gelir sağlamaktadır. Suriye, Bekaa Vadisi üzerinden yaklaşık 4 milyar dolarlık bir uyuşturucu ticaretini kontrol etmekte ve ABD’ye giden eroinin yaklaşık %20’si Suriye kontrolündeki alandan sağlanmaktadır. Suriye, teröre verdiği desteğin sebebini Türkiye’nin su kaynaklarında denetim kurmasını engellemek olduğunu iddia etmektedir.

Ancak bu iddia, gerçeği pek yansıtmamaktadır. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1984 yılında Hafız Esat’a teröre karşı ortak hareket etmeyi teklif etmiştir. Esat bu teklifi kabul etmiş, 1985 yılının Mart ayında Şam’da “Sınır Güvenlik Protokolu” imzalanmasına rağmen kağıt üzerinde kalmıştır.

Suriye ve yanısıra Irak’ın suların kullanımı konusunda ortaya attıkları projelerine dayanarak açıkladıkları gibi sulanabilir tarım arazileri gerçeği aksettirmemektedir. Her iki ülke de bu konuda uluslararası destek arama yoluna gitmişler, böylelikle Türkiye üzerinde ekonomik ve siyasi baskı oluşturmaya çaba harcamışlardır.

Su sorunu, her ne kadar Suriye tarafından çıkarları için kullanılan yapay bir sorun olsa da, yakın gelecekte Türkiye’nin Ortadoğu politikası üzerinde duracağı konulardan en önemlisini oluşturacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve embhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.